PERİTONİTİS

    Periton: Karın boşluğunu kaplayan seröz zara peritoneum denir.

    Periton karın boşluğunu ve abdominal yapıların pek çoğunu örter. Peritonun karın duvarının iç yüzünü örten bölümüne parietal periton,  İç organlara bakan bölümüne de visceral periton denir. Periton boşluğu bu iki bölüm arasındaki boşluktur; fakat gerçekte böyle bir boşluk yoktur. Bu oluşumlar birbiriyle temas halindedirler.  Periton yaprakları ıslak, kaygan ve parlaktır. Bu ıslaklık organların birbiri üzerinde kolayca kaymalarını sağlar. Normalde çok az olan bu sıvı bazı patolojik durumlarda artar. Boşlukta kan, irin ve sıvı toplanır.

    Periton yüksek permeabilite özelliğine sahiptir. Peritonda sekresyon ve absorbsiyon sürekli olarak meydana gelir. Bağırsak tıkanmalarında peritonitis olmadan, toksik maddelerin absorsiyonu periton sayesinde olur.  Periton dializinde olduğu gibi, peritonun sekresyon ve absorbsiyon özelliğinden sağaltım amacı ile geniş ölçüde yararlanılmaktadır.

   Çeşitli nedenlerle karın içinde peritondan yoksun alanlar (Defektler) oluşabilir. Peritonsuz alan komşu bölgelerden gelen mezotel hücreleri ile kapanır. Bu hücreler adalar oluşturarak açık alanı örter . Diğer bir yol ise, çıplak olan alanı, komşu olan ve buraya temas eden bir kısım organların peritonundan gelen uzantıların, defekti kapatması şeklinde olur. Üçüncü yol ise, kanda bulunan monositlerle, doku histiyositlerinin daha derin tabakalardan gelerek burada mezotelial hücrelere dönüşmesi şeklidir.

    Peritonda oluşan bu olaylar birçok şirurjikal girişimlerin yapılmasını kolaylaştırır. Organizmada en çabuk onarılan doku peritondur.  Bunun yanında aşırı olan reperasyon yeteneği sonucu yapışıklıkların, britlerin oluşması da kaçınılmaz olur. Bunların da çeşitli komplikasyonlara yol açtığı bilinen bir gerçektir.

AKUT PERİTONİTİS

   Peritonitis, peritonun yangısı olarak tanımlanır.

   Lokalizasyonlarına göre: Lokal veya yaygın (diffuz) peritonitisler Nedenleri:

  • Şirurjikal teknikteki bozukluklar,
  • Travmatik karın yırtılmaları,
  • Direkt veya endirekt bağırsak yırtılmaları,
  • Karnın küt travması,
  • Üriner sistem yarası başlıca nedenlerdir.

TANI:

Peritonitis ikincil bir hastalıktır ve ilk hastalığın belirtisi olarak kabul edilebilir.  Diffuz peritonitisli bir hayvanın fiziksel muayenesinde:

  • Ateş yükselir, 
  • Depresyon oluşur,
  • Abdominal kaslar gerilir, 
  • Karın bölgesinde şiddetli ağrı, 
  • Palpasyonda, genellikle sıvının varlığı tespit edilir.Sıvının miktarı yangının süresine ve şiddetine bağlıdır
  • Peritonitis, böbrek veya safra sistemlerinin yaralanmalarına bağlı olduğu zaman, aspire edilen sıvıda üre veya safra saptanabilir.
  • Lokal peritonitisde karında sıvı görülemeyebilir.
  • Lokal veya diffuz peritonitli hayvanlarda, Kandaki nötrofil oranı (Schillingi'in sola kayması) artar, Peritonitis bağırsak tıkanması veya yırtılması sonucu oluşmuşsa, radyografide ileus görülebilir. İleus, diğer nedenlere bağlı olarak yaygın peritonitis ile birleşebilir. İçi boş organ rupturlarında karında serbest hava görülebilir. Sıvı birikimi, viscera'nın normal sınırını kaybetmesi sonucu, radyografide karında buzlu cam görüntüsü verebilir.
  • Peritonitis'in kesin tanısı deneysel laparatomi ile yapılabilir.
  •  Bu tabloda periton; kırmızı, kalın ve üstünde fibrin tabakaları bulunan bir şekilde görülür.
  • Aspirasyonda safra, üre, bağırsak içeriğinin bulunuşuna göre yangının kaynağı saptanabilir.

Sağaltım:

Peritonitis sağaltımı hastalığın nedenine, şiddetine ve süresine bağlıdır.  Sistemik Sağaltım: Hayvanın sağaltımı iki yönde olur.

  • Peritonitis'in kardio-vaskuler, renal ve solunum sistemleri üzerindeki sistemik etkilerinin sağaltımı, 
  • Oluşan metabolik şokun sağaltımı olarak iki şekilde yapılır.

Peritonitis'de, sıvı ve destekleyici sağaltım şoktakinin aynısıdır. Solunum sistemi oksijen sağaltımı ile desteklenebilir. Sağaltımın esas amacı, normal kardio-vasküler fonksiyonu restore etmektir.

Peritonitis'e neden olan enfeksiyon kaynağı cerrahi yolla kapatılır, 

İrinli eksudat, gaz dren ile boşaltılır.

Eksudatın kültürü ve antibiyotik duyarlılık testi (antibiyogram) yapıldıktan sonra sistemik antibiyotik uygulamalarına devam edilir.